4 Ağu 2012

Uçuyoruz Negzel KAMİKAZE!

Tam on sekiz gün sonra işi bırakıyorum. Bu defa kesin. Hem patrona bile söyledim. Kuru bir "Yolun açık olsun." benim oraya verdiğim emeğin karşılığı olmasa da; yetmişten fazla çocuğun hayatına dokundum, yirmiden fazlasının canı oldum, bir tanesi benim oldu; doydum sevgiye, doldum sevgiyle.

Akasya Durağı'nın hâlâ devam ediyor olması ve Türkiye'nin en çok satan gazetesinin Posta olması güzel yurdumun insanlarının zeka seviyesi ortalamasını alenen ortaya koyuyor bence. Böyle bir ülkeden beklentilerimizi yüksek tutmamız da tam bir hayalperestlik. Yine de bir laf vardır: "Dinime küfreden müslüman olsa!" diye... Dört dörtlük değilim, kusurlarım var. Tek dileğim o küçümsediğim insanların gün gelip beni küçümseyebilecek seviyeye gelmesi. Vaaay. İyi laf ettim. Kıps.

Sonra bana sordular; "Siz olsanız..." diye başlayan bir soruydu. "HAYIR!" dedim, "Net..." dediler. İyi mi yaptım? Vicdanım rahat. Başka bir deyişle: Şuuuut ve goooooooooool!

Bir de tatil planlarım falan var. Malum, işi bırakacağım ya; bir aylık paramı nereye gömsem diye düşünmelerdeyim. Gök'ün bir motor işi var; eğer o tarihe kadar iyi bir motor alabilirse orayı burayı gezeeee gezeeee güzel bir tatil yapıp güzel Ankara'ma dönmeyi düşünüyoruz. Hah, bir de İstanbul-Yalova-Gemlik planım var. Bu plana Gök fazla dahil olamayacak; ama olsun, biraz ayrılığın yaradığını geçen ay öğrenmiş olduk.

Televizyon izlemeyen bünyeme bir televizyon dizisi virüs misali bulaştı: İşler Güçler.

Öyle işte, eğleniyoruz şahane.

Hadi şimdi dağılıp daha mühim işlerinizle meşgul olun. Kafa dağıtmak isterseniz, uğrayın, dertleşelim.

Öperün.
-EDD