En son 2015 yılının hesap kesimini yapmışım.Tam beş sene sonra bambaşka bir insan olarak selamlıyorum seni sevgili okurcuğum. (Hoha! Kim kaldı ki buralara uğrayan ayol?)
En son nikah hazırlıkları falan vardı. Doğubayazıt'ta mini bir törenle adımın yanına yeni bir soy isim, evime ise bakacak bir bebek aldım. Tabi o zamanlar bu adamın benim çocuğum kıvamına geleceğini asla düşünmezdim. Evet, çoğu erkek büyümüyor; evin en küçüğü ise aslaaaaa büyümüyor. Yapacak bir şey yok, üç çocuklu bir anneyim ben. Hahoha!
Şubat başında DB'den ayrılıp memlekete döndüm. Tayin işleri falan işte. Sonra başlasın düğün hazırlıkları! Senelerce "Asla düğün yapmam; minik bir nikah, ardından arkadaşlarla içmeli sıçmalı kutlama, bayrak töreni, kapanış."diyen ben kendimi anlı şanlı (Alişanlı?!) bir düğün planlarken buldum. Peki ne mi oldu? OnBeşTemmuzDebokrasiVeHedeHödö! Bildiğin düğünden bir hafta önce darbe (?) oldu ve mekan değiştirmek zorunda kaldık. Benim kokteylli havuz başı kır düğünü bir anda hoooop, salon düğününe döndü. Asansörle giriş yapmalı falan hem de! Hayatımın kazığı resmen! Ahadsjhsufhsf! Hatırladıkça bir garip oluyorum. Ama düğünde o ne eğlenmek? O nasıl bir pembik geline dönüşmek... Gelinlerin tatlı telaşı bendim aşkım. Keyifli, sekssiz bir düğün gecesi...
İlk yıl kavgalar senesiydi. Ota boka kavga ettiğimiz minik bir cehennem provası. Ancak biliyorum ki hepsi borçlar yüzündendi. Borçlar dediysek düğün ve eşya borçları değil; EşimBey'in KYK borcu yüzünden. Evet, üniversite hayatı boyunca kimleeeer kimlerle ezdiği paraları faiziyle birlikte biz ödedik. Ben ödedim?! Buuuu, Nazlı ile içtiğiniz kahvenin parasııııııı! Buuuuuu, aldığın prezervatiflerin parasııııı! Buuuu, Ebru ile gittiğiniz sinemanın parasııı! Şimdi düşünüyorum da komik geliyor. Yaşarken çok ağırdı yalnız.
İkinci yıl güneş yerinde, her şey yolunda takılırken en yakın arkadaşımla arama set çekti adam. Kendince haklıydı, bence haksızdı ancak böylesi iyi oldu. Farkına varamadığım birçok şeyin farkına varma ve huzur ile sonuçlanan bir yolculuk işte... Bu olay bizi oldukça sarstı ama yıkılmadık. Ayakta da değildik...
Üçüncü yıl... HAMİLE KALDIM!
Dördüncü yılda da işte doğum, bebek büyütmeç falan...
Standart bir evlilikten beklenebilecek her şeyi yaptık. Pişman değil, mutluyum sanırım. Delikanlı çağlarımın sonuna gelmiş olduğumu kabullendim artık. Yaptığım çoğu salaklığa gülüyorum şimdi. Sosyal çevrem tamamen değişti-bir sabit ile (H) Memnun olmadığım tek şey iseeeeeeeeee MÜDÜRÜM. Evet, müdürlerden yana şanssız bir insanım. Ama ne derler bilirsin; "İşte sıkılan evde şımarır" (kaynak: gödüm)
Of be çok şey olmuş. Arada yazarım artık. EşimBey'in uyuyup beni yalnız bıraktığı zamanlar mesela. Yani haftanın altı günü falan.
Tenks for riğding.