Klişelerden klişeler beğenip beğenip yapıştıracağım bir yazı da olabilirdi bu mesela... Kıyamam sana; naber, nasılsın?!
Yılbaşı eğlencemiz hakkında uzun uzadıya bir yazı yazmayı çok isterdim; ama olan var olmayan var. Ayıp yani şimdi ballandıra ballandıra benim o şahane bumbastik geceyi sana anlatmam. Ha bu arada aklıma gelmişken, görgüsüzlük ve sonradan görmelik hakikaten acayip şeyler. Bu yüzdendir ki davul dengi dengine.
"Davul bile dengi dengine" lafı da bir acayip aslında. "dengi dengine, dengi dengine, dengi dengine" desene bir. Sesli! Haydi ama... Eğlendin mi? Ben eğlendim. Bir de, acaba seninle birlikte, aynı anda daha kaç kişi yaptı bunu acaba?!
Mesela ben Since Yesterday dinlerken hep aklıma gelir "Benimle birlikte daha kaç kişi dinliyordur bu şarkıyı tam şu an?!" diye. Çember çok dar olduğu için düşündürüyor aslında bu beni. Tutup da bir Lady GaGa şarkısı dinlerken bu hisse kapılmamamın nedeni çemberin fazlasıyla geniş olmasıdır. Öyle.
Bazı şarkılar, kusmak için boğaz parmaklamaya benziyor. Akıyor kelimeler beynimden klavyeye, dökülüyor hepsi yazıya... Kağıt kalem nostaljik geliyor artık insanlara. Ben ise defter aldırdım kendime "like a boss" Zaten çok aşığım ben. Biliyorum. Der Kuss; ama sen bilemeyebilirsin sebebini.
Şu duş altında ağlama klişesini yapmaya niyetliyim, bir gün olacak! Tren halayı ise Bahçeli 7. Cadde'de itinayla tanıtıldı. Çok özgürüz hep özgürüz aslında. Ve ben buraları terk etmeye niyetlenmişken o kadar üzüntü sarıyor ki bedenimi, duş altında ağlama klişesini kesinlikle gerçekleştirmeliyim. Bir insan jilet işer mi? Bu sana ödev, düşün. Facebook'ta aile bireylerini engellerken yeni bir aile oluşturmak da bir acayip. Hoş geldin yeni "Süperinsan" Zaman içinde öyle bir benimseniyor ki; evleniyorum ben mesela. Biri kafamda testi kırsın, çünkü ya tutarsa?!
Hadi şimdi dağılıp daha mühim işlerinizle meşgul olun. Kafa dağıtmak isterseniz, uğrayın, dertleşelim.
Öperün.
-EDD
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder