3 Şub 2012

Çok Dikkat Çekici Başlık

Hz. Google'a "Güntaç Özdemir" yazarak bloguma uğrayanlar!.. Bir aydır yolumu gözleyen sadık takipçilerim! Gitar klavyesini balta sapı gibi tutup kameralara poz veren dübürzadeler!.. 
Hepinize MELABA! 

Şu an Pago Pago'da saatler 12:20'yi gösterirken, orada cuma namazına hazırlanan müslüman kardeşlerime selam olsun! Onur'un selamı üzerinizde olsun! Kandiliniz simitli, gününüz kar yağışsız olsun!


Uygun zaman ve zemin oluşmadıkça yazmamaya özen gösteriyorum. Kafa ütülemek için değil; keyiflenmek, keyiflendirmek için yazıyorum da... Tabi buradan çıkan sonuç, son bir ayımın hiç de aydınlık geçmediği... Doğrudur. Bir ay içinde yaşadığım hadiseleri anlatmaya kalksam, kurduğum cümlelerden, buradan Pago Pago'ya yol olur!

Fransa ile aramızdaki ilişkiler gerilmişken benim Fransızca konuşan adamların içine düşmem, toplum tarafından hoş karşılanmasa gerek. Mahalle baskısı nedeniyle Fransızca konuşan adamlara asılamamak ne acı! -"Asılmak" da ne kötü, ne çirkin bir tabir!-
Peki kuzenimin bilmemkaç aylık bebeklerinin fotoğraflarına sevgi dolu bakışlarla bakmam ve "Ayyyy! Ne tatlııııı! Yeriiiiiiim!" gibi yorumlar yapmama kaç puan?! Hepsi PMS yüzünden! Kadınlık hormonlarım şelale bu ara; kendimden nefret etmeye başladım yeminle! Paylaşmak istediğim şu ki; ben kadın milletinden pek haz etmeyen bir kadınım aslında.

Bu arada farkındayım, "Müzik Umutları Cesaret Kanatlarıydı" (?!) olmasa kimsenin yolu düşmeyecek bu köhne bloga... İyi ki Güntaç beybisi o hiç izlemediğim dizide oynuyor da; bir günü bile ziyaretçisiz geçirmiyorum. Eskiden böyle miydi?! İki gün boyunca kimseler gelmezdi. Durum böyle olunca ben de "Bir yazı patlatayım da; millet geliversin buralara, boş kalmasın buralar." derdim. Yani bu bir aylık ayrılığı biraz da MUCK'a bağlayabilirim.

Bir itiraf: "Kuzey Güney"i izliyorum ve Kıvanç Tatlıtuğ'un harika bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Hatta aksini iddia eden biriyle bu mevzuyu hararetli bir şekilde tartışabilirim. Kıvanç Tatlıtuğ'dan zerre haz etmeyen ben için oldukça enteresan bir durum bu aslında. Öncelikle bunu idrak etmen gerek.

Bir ara Rebel Moves vardı... Sahi ne oldu ki onlara?! Ben kalın kaşlı kadınlardan biri olmak isterken nedir bana garezin kaşlarım? Ben hiç kalın kaşlı bir dilber olamayacak mıyım? Ve ilginçtir, küçük şeyler sevindirir ruhumu. Kimsenin hayal bile edemeyeceği şey ise aynı ruhumu küçük şeylerin üzdüğü, üzebildiğidir. Yine de "Daha mutlu olamam!" derken durup düşünmeli ve gözümüzün önüne öldüğümüz anı getirmeliyiz. En mutlu anı... Ay ne karamsar oldu; ama ölüm bir kurtuluş aslında. Hım?

Hadi şimdi dağılıp daha mühim işlerinizle meşgul olun. Kafa dağıtmak isterseniz, uğrayın, dertleşelim.

Öperün.
-EDD

Hiç yorum yok: