26 Eyl 2022

Aynı Kandan Olmayan Kardeş Olur Mu?

Geçen Can Can ile bu konuyu tartıştık. Yanımızda kurumumuzun yaşlılarından bir abimiz de vardı. Bu iki adam tutturmuş "Mümkün değil; aynı kandan olmayan kişi ailevi meselelerde senin yanında olamaz" diye. Hmm, pekala beyler.

Bu muhabbet nereden hortladı? İkinci çocuk mevzusundan elbette. İlk doğum yaptığım zamanlarda bir tane daha çocuğum olsun istiyordum, sene 2019. Çocuğa dair zorluklar yaşanmamış, ülkeden daha umut kesilmemiş, ekonomik gerçeklerle yüzleşilmemiş tatlı zamanlar... Şu an fikrimi sorana "Asla!" diyorum. Belki bu kadar kesin bir reddediş de yanlış ancak şu anki fikrim tam olarak bu. Ay olur muymuş öyle şey? Çocuğum yalnız mı kalsınmış? Bana bir şey olduktan sonra -Allah geçinden versinmiş- çocuğum ne yaparmış kardeşsiz? Ortaya koyduğum argüman şu oldu: "Ben kardeşimle hiç de öyle kardeşmişiz gibi sürekli görüşmüyorum. Ancak misal bir Hilal veya Meriko olunca mevzu işin rengi değişiyor. Onları kardeşimden çok merak ediyorum. Yokluklarını daha fazla hissediyorum." Oysa kardeşim 27 senelik kardeşimken Hilal 20 yıllık dostum, Meriko ise 6. Kendi kardeşimi sevmiyorum, merak etmiyorum demek değil bu; kişisel paylaşımsızlıklarımız sebepli bir ayrı düşmüşlük. Yoksa kızlar benim için neyse kardeşim de o. Ya da tam tersi, eheh.
Karşı argüman olarak sundukları şey ailesel mevzular oldu. Ne bileyim, ölümdür, mirasdır, doğumdur, hastalıktır vs. Düşündüm, evet, haklılık payları var. Sonra bugün Meriko ile konuşurken bir şey kafamı açtı: Meriko boşanma kararı aldığında en az onun kadar dertlenmiştik onun can dostları olarak. Oysa kardeşi Meriko'nun eşinden yana olmayı tercih edecek kadar empati yoksunuydu. Burada mevzu bir taraf tutmak değil asla. Eğer haklı yanı olsa Meriko'nun eşinden yana da olabilirdik. Dürüst ve şeffaf ilişkileri seven insanlarız biz. Haklının hakkını teslim edenlerdeniz. Zaten bu yüzden bu kadar sağlamız. Neyse, olay bu değildi; dağıldı.

Elbette kardeşin yeri ayrı, dostun yeri ayrı. Ancak insanın kendi seçtiği ailesi de bir aile bence ve evet, aynı kandan olmayan iki insan mis gibi de kardeş olur. 

Bugün Hilal'e embriyo yeğenim transfer edildi. Ben ağla ağla... Yani şimdi biz kardeş değil miyiz? Yav he he...

Can Can gidemeyecek sanırım. Bugün Tan Dede'ye de anlattın Can Can giderse neden çok üzüleceğimi. "Onu çok seviyorum Tan Dede ve o giderse her iddiasına varım, bizimle iletişimi de kopacak. Onunla her sohbetimden yeni ufuklar ile ayrılıyorum ve böyle bir arkadaşı kaybetmeyi hiç istemiyorum. Onun sayesinde az biraz kendime bir şeyler katmaya başlamıştım, onun itici gücü olmadan ben yine boşlarım bu işleri." falan dedim. "Haklısın, umarım gitmez o zaman" dedi. Sonra biraz dedikodusunu yaptık bizim çocuğun. Değişik biri. Ancak zaman zaman ardından bu kadar üzülmeme değecek biri olmadığı fikrine kapılıyorum. Evet, sohbeti mis. Evet, bana bir şeyler katıyor. Evet, eğleniyoruz. Ama gidişinden sonra beni arayıp sormayacağından emin olduğum birine niye bu kadar kıymet veriyorum ki? Tan Dede "Onun sağı solu belli olmaz, belki de o bizi özler, arar" dedi. Haklı. Okunması zor bir kitap bu Can Can.

MFÖ "Ele Güne Karşı" çalıyor şimdi. Seçilmiş bir şarkı değil, sırada bu varmış. Spotify'da rastgele bir liste açmıştım. Manidar oldu bu gitme muhabbetinin üzerine.

Mansplaining sendin aşkım. O değil de, biz bu bağı sarımsaklasak da mı saklasak? HÜZÜNÇLÜ.

Hiç yorum yok: