4 Kas 2011

Yüksek Gerilim Hattı


Bünyemde yüksek gerilim yaratan yegane iki olayı seninle paylaşmak isterim canım.

BİR: "Sen - Siz Sorunsalı"
Karşımdaki kişi benden yaşça büyükse ve aynı zamanda arkadaşım ise veya mevki olarak büyük; ama yaşıtım ise o kişiye nasıl hitap edeceğimi bir türlü çözemiyorum. Misal, iş yerinde bir "Emrah Abi (Abi?!)" var. Yahu adam yaşça benden çok da büyük değil esasında; ama yılların çalışanı. "Emrah Abi" desem bi acayiiiip, "Emrah" desem bir garip! Konuşma arasında "Sen" diyorum, gereğinden fazla samimi geliyor, "Siz" diyorum gereğinden fazla resmi. Yapamıyorum abi ben bu işi! Ayarlayamıyorum kendimi.
Az önce yaşça benden büyük bir arkadaşımla konuştum da telefonda, aynı sıkıntının içinde buluverdim kendimi. Ağzım "Sen" diyor, beynim "Ulan gerizekalı! 'Sen' ne lan?! 'Siz' de adam gibi!" diye bağırıyor oradan. "Siz" deyince de bozuk atıyor, "İnsan arkadaşına hiç 'Siz' der mi şapşal?!" diyor.
Evet, saygıdan "Siz" demek uygundur; ama ne bileyim... Resmiyetle, samimiyet arasındaki o ince çizgide yazan şeyi gördüğüm zaman seninle de paylaşacağım cınımz.

İKİ: Öyle bir şey bulunamadı.
İkinciyi unuttum. Demek ki çok da ırgalamıyormuş beni...

Duş alırken aklıma yazacak zirilyon tane şey geliyor; ama duştan çıktığım an sanki beynim resetleniyor! Bu duruma ciddi ayar oluyorum. Yürürken veya otobüste de süperkulade fikirlerle dolup taşarken zihnim, bilgisayarın karşısına geçince "pırrr" uçuveriyor tüm fikirler. Yaşlanıyorum azizim!

Dövmeli adamlara bu kadar bayılmam da yadırganmamalı bence. Dövme benim için ağır tahrik unsurudur. TEHLİKELİ.

Belki ölmeden insan olunur, yine?
Çok sistematik bir bamyayım. İnsan olmak benim neyime...


Şirinler mavisi ojelerimle seni mağazada bekliyor olacağım. Gel, bir kahve içelim. (Biliyorum o şirinler mavisi gibi değil; ama benim ojelerim öyle!)


Hadi şimdi dağılıp daha mühim işlerinizle meşgul olun. Kafa dağıtmak isterseniz, uğrayın, dertleşelim.

Öperün.
-EDD

Hiç yorum yok: